GDO’nun Avantaj ve Dezavantajı Nedir?

Cemre PAKSOY | 16.09.2023

GDO’nun avantajı var mıdır?

Genetiği değiştirilmiş tohumlar, kurak yerlerde veya toprağın tarıma elverişsiz olduğu yerlerde gelişebildikleri için kötü iklim koşullarına sahip bölgelerde de yetiştirilebilmektedir [1].  Genetiği değiştirilmiş gıdalar, geleneksel olarak yetiştirilen gıdalardan daha kısa sürede gelişmektedir. Bu sayede artan nüfusun gıda talebini karşılamayı mümkün kılmaktadır [1].  

GDO içeren bitki tohumlarının pahalı olmasına rağmen, zararlılara karşı sahip olduğu direnç nedeniyle üretim maliyetlerinin geleneksel ürünlere göre daha az olduğu bilinmektedir. Bu direnç sayesinde, kimyasal tarım ilaçlarına ihtiyaç azalmaktadır. Bu da ürünlerde daha az ilaç kalıntısına ve bu kalıntıların çevreye verdiği hasarın hafifletilmesine olanak sağlamaktadır [1].

Genetik iyileştirmeler sayesinde gıdalar daha uzun raf ömrüne sahip olabilmektedir [1]. Örneğin elma, patates gibi meyve ve sebzelerde görülen ve tüketiciler tarafından çoğunlukla bozulma ile ilişkilendirilen kahverengileşmenin genetik mühendisliği ile azaltılması sayesinde gıda israfının önlenmesine katkıda bulunmaktadır [2]. 

Bazı kişilerde alerjiye neden olan gıdaların genetiği değiştirilerek alerjiye neden olan özellikleri ortadan kaldırılabilmektedir [1].

Genetiği değiştirilmiş gıdaların besin değerinin yüksek olduğu ve konvansiyonel olarak yetiştirilen gıdalardan daha fazla mineral ve vitamin içerdiği belirtilmektedir [1]. Örneğin genetiği değiştirilerek üretilmiş, meyve eti pembe renkli olan pembe ananas, normal ananaslara göre daha fazla likopen içermektedir [2]. 

GDO’nun olumsuz etkisi var mıdır?

GDO'lu gıdalarla ilgili tartışmaların çoğu bu gıdaların insan sağlığı ve çevre güvenliği üzerinde olası olumsuz etkilerinin belirsizliği ile ilişkilendirilmiştir [3]. Belirsizlikler nedeniyle bu gıdalardan uzak duran insanların olması, bazı üreticilerin ürünlerinin genetiği değiştirilmiş olduğunu saklamasına bile neden olmaktadır [1].

Bazı kültürel görüşler nedeniyle, GDO kullanımının gıda üretiminin "doğal" olmayan bir yolu olduğu savunularak GDO’lara karşı çıkılmaktadır. Bazı uzman görüşleri ise GDO'lu gıdaların artmasıyla, gelişmekte olan ülkelerin endüstriyel ülkelere daha fazla bağımlı hale gelebileceği yönündedir [1].

GDO bitkilerin dirençli olduğu böcek türünde ölümlerin artması, zararlı organizmalar arasında rekabetin azalmasına neden olabilmektedir. Bunun sonucunda önceden önemsiz bir zararlı organizmanın önemli bir sorun haline gelebilme olasılığı bulunmaktadır. Ayrıca GDO bitkinin dirençli olduğu zararlı organizmanın, normalde tehdit altında olmayan başka bir bitki türüne zararlı hale gelmesine neden olabileceği düşünülmektedir [1]. 

Genetiği değiştirilen gıdada henüz alerjiye sebep olduğu bilinmeyen bir alerjenin ortaya çıkma riski bulunmaktadır. Örneğin Brezilya fındığında izole edilen bir genin aktarılması ile metiyonin amino asidi açısından zenginleştirilmiş fasulye; fındığa alerjisi olan kişilerde alerjik reaksiyona sebep olabilmektedir [3].

Konu hakkında merak edilen diğer sorular için:

Kaynakça

[1] Bawa AS, Anilakumar KR. Genetically modified foods: safety, risks and public concerns-a review. J Food Sci Technol. 2013 Dec;50(6):1035-46. doi: 10.1007/s13197-012-0899-1. Epub 2012 Dec 19. PMID: 24426015; PMCID: PMC3791249.

[2] Center for Food Safety and Applied Nutrition. (n.d.-a). GMO crops, animal food, and beyond. U.S. Food and Drug Administration. https://www.fda.gov/food/agricultural-biotechnology/gmo-crops-animal-food-and-beyond 

[3] Zhang, C., Wohlhueter, R., & Zhang, H. (2016). Genetically Modified Foods: A Critical Review of their promise and Problems. Food Science and Human Wellness,5(3), 116–123. https://doi.org/10.1016/j.fshw.2016.04.002