Safran Nedir?

30.08.2021

Tıbbi ve aromatik bitkiler, geçmişten bugüne sağlık ve kozmetik gibi alanlarda sıkça faydalanılan ve hala bilimsel araştırmalarda yer alan önemli bitkilerdendir. Safran, bilimsel adı ile Crocus Sativus, tıp alanında ve aromatik bitkiler arasında en önemli ve değerli bitkilerdendir. Bu yazımda onu bu kadar değerli ve pahalı kılan özelliklerinden ve kullanım alanlarından bahsedeceğim.

Safran, soğanı ile çoğalan ve çiçeğinde bulunan stigma adı verilen dişi organın tepecik kısımları kurutularak elde edilen çok yıllık bir bitkidir [1]. İsmi Arapça kökenli olup “sarı renk” anlamına gelir. Daha çok Afganistan, İran, Hindistan, Yunanistan, Fas, İspanya ve İtalya’da yetiştirilir [2]. Safranın sahip olduğu özgün aroması ve renk verici özelliği gıda endüstrisini ve bazı yöresel lezzetleri zenginleştirmede kullanılır. Örneğin İspanya’da deniz mahsulleri ile pişirilen "Paella", bir çeşit pilav türü olup Hindistan'da pişirilen "Paluo rice" yemekleri ve safran içeren şerbette kızartılmış jalebi tatlısı. Bunun dışında safran baharatı direkt çay olarak içilebilir ve lezzetli aromasıyla birçok yemek çeşidine eklenebilir [5].  Safran sadece günümüzde değil, geçmiş yıllarda da çok önemli bir bitkiydi. Birçok medeniyet tarafından baharat, parfüm, boya ve ilaç olarak kullanılırdı. Antik Mısır’da safran göz tedavisinde kullanılmak amacıyla Girit’ten ithal edilirdi. Antik Yunan döneminde ise çoğunlukla parfüm olarak kullanılırdı [3].Geleneksel ayurvedik tıpta* ise mide-bağırsak rahatsızlıkları, astım solunum tıkanıklığı, ateş ve ağrıları azaltmak için kullanılmasının yanı sıra zihinsel ve göz hastalıklarının tedavisinde de kullanılırdı[4].

Safran, Yunan mitolojisinde de yer almış bir bitkidir. Mitolojiye göre, iki arkadaş olan Hermes ve Crocus bir gün oyun oynarlarken Hermes kaza ile Crocus'un başını keserek onu öldürmüş. Crocus'un başından damlayan üç damla kan bir çiçeğin üzerine düşmüş ve böylece safrandaki stigmalar meydana gelmiş. O günden sonra bu çiçeğe Crocus Sativus (safran) denilmeye başlandı [1].

Kimyasal Özellikleri

Safran bitkisinin başlıca 3 metaboliti bulunmaktadır. Metabolit, bitkinin yaşamını devam ettirmesi için elzem olan olaylar sırasında ortaya çıkardığı metabolizma ürünlerine verilen isimdir. Safran için başlıca üç metabolit: safrana özgü acımsı tadını veren pikrokrosinler, safranın karakteristik aromasından sorumlu safranal ve safran rengini veren kroksinlerdir. Bu maddeler safranın karakteristik özelliklerini oluşturur. Safranal ve krosin, safranın aktif bileşenleridir. Ayrıca yapısında %14-16 su, %11-13 azotlu maddeler, %0.6-0.9 uçucu yağ ve %12-15 şeker içerir. Safran önemli vitaminlerden riboflavin ve tiamin de bünyesinde bulundurur[1]. Safranda antioksidan aktivitesi açısından araştırmaya göre havuç ve domatesten daha fazla olduğu tespit edilmiştir[5]

Safranın içeriğindeki bu bileşiklerin sağladığı faydaları tespit etmek üzere günümüze kadar birçok çalışma yapılmıştır. Bu çalışmalar genellikle kalp hastalıkları, depresyon tedavisi, tansiyon ve kolesterol gibi rahatsızlıklar üzerindeki etkileri araştırmaya yöneliktir. Safranın kardiyovasküler hastalıklara ve Alzheimer’a karşı etkili olabileceği üzerine bazı bulgulara rastlanmıştır[1].

Bilindiği üzere kardiyovasküler hastalıklar dünyada en yaygın başlıca ölüm sebebidir[6]. Dünya  Sağlık Örgütü'nün 2019 verilerine göre, toplam ölümlerin %16'sından sorumlu olan iskemik kalp hastalığı*, en çok ölümüne sebebiyet veren hastalık olarak bildirilmiştir[7]. Aşırı kilo ve obezite, yüksek tansiyon, hiperlipidemi,* diyabet ve genetik faktörler bu hastalığın en sık görüldüğü risk gruplarıdır[5]. Diğer şifalı bitkilere benzer şekilde safran, güçlü antioksidan özelliği ve anti-inflamatuar* özellikleri ile öne çıkar. Bu özellikleri ile safran ekstraktlarının yapılan çalışmalar ile kalp sağlığına karşı koruyucu bir etkiye sahip olduğu düşünülmektedir. Çünkü yapılan bazı araştırmalarda krosin maddesinin kan pulcuklarını koruyan ve trombosit agregasyonunu* engelleyen fitokimyasal* olarak kabul edilebileceği ve bu nedenle kalp hastalığına karşı koruyucu bir madde olarak rol oynayabileceği ileri sürülmüştür[6]. Safranda bulunan krosin maddesinin kan şekerini düşürmede etkili olabileceği üzerine yapılan çalışmalar da mevcuttur [1]. Ancak kesin olarak glikoz seviyesi düşürücü etkiye sahip olup olmadığını kanıtlamak için klinik çalışmaların artırılması gerekmektedir.

Safranın depresyona, uykusuzluğa ve adet ağrılarına karşı olumlu etkileri olduğu tespit edilmiştir [1]. Depresyon üzerine yapılan birçok çalışmada gönüllülere safran verilmiştir ve hafif ile orta dereceli depresyon hastalarında plaseboya* kıyasla safranın daha etkili olduğu ve antidepresanlara benzer ya da eşit etki gösterdiği sonucuna varılmıştır. Diğer çalışmalar ve meta-analizlere* göre de plaseboya kıyasla safranın daha etkili olduğu ve antidepresanlara benzer ya da eşit etki gösterdiği tespit edilmiştir. Fakat bu çalışmalar değerlendirildiğinde safranın depresyon tedavisinde semptomları hafifletebileceği mekanizmalar tam olarak hala anlaşılmamaktadır[4]. Safranın bir diğer çalışma alanlarından olan tansiyon ve kolesterol hastalıkları üzerine yapılan çalışmalar da mevcuttur. Krosin ve safranal maddelerinin (safranın ana bileşenleri) antioksidan özellikleri ile ilişkili olduğu düşünülen tansiyon düşürücü etkisinin var olduğu kanısına varılmıştır. Sağlıklı deneklerle yapılan bir çalışmada safranın büyük tansiyonu ve kan basıncını önemli ölçüde azalttığı görülmüştür. Özellikle safranal maddesinde tansiyon düşürücü etki olduğu tespit edilmiştir[6]. Kolesterol üzerindeki etkisi anlaşılmak üzere safran ile yapılan çalışmalar mevcuttur. Örneğin hiperlipidemik* tavşanlar üzerine yapılan bir deneyde krosetin maddesi damar sertliği rahatsızlığını hafifletmiştir. Fareler üzerinde yapılan bir deneyde ise HDL’nin (iyi kolesterol) önemli ölçüde düştüğü tespit edilmiştir[5]

Safranın her ne kadar semptomları hafiflettiğine dair çalışmalar var olsa da bazı tutarsızlıkların ve belirsizliklerin olduğu çalışmalar da mevcuttur. Mesela safran numunelerinin kullanıldığı deneylerde aktif bileşen miktarı belirsizliği bulguları karşılaştırıp değerlendirmeyi engellemektedir. Kan basıncı, böbrek ve karaciğer fonksiyonlarını inceleyen bir çalışmada tutarsız sonuçlar bildirilmiştir. 12 çalışmadan sadece üçünde plaseboya göre vücut kitle indeksi,* vücut ağırlığı veya bel çevresinde safranla ilişkili düşüşler tespit edilmiştir. Ayrıca çalışmaların doğru sonuç alması açısından tüm popülasyonlara yapılması önemlidir. Fakat safran ile alakalı çalışmaların çoğunun İran ve Hindistan gibi ülkelerde yapılmasıyla sınırlı kalması elde edilen bilimsel sonuçları etkilemektedir. Safranın etki mekanizması tam kesin olarak tespit edilmesi açısından özellikle kalp ve damar hastalıkları (CVD), şeker hastalıkları (diyabet), psikolojik ve davranışsal bozukluklar, nörodejeneratif durumlar*, üreme sistemi hastalıkları ve göz merceği (oküler) hastalıklarında, potansiyel tedavi olarak safran ve safran özlerinin etkileri ile ilgili klinik öncesi ve klinik raporlarında son 20 yılda ciddi bir artış görülmüştür[4]. Safranın yetiştirilmesinin zor olması, maliyetini artırarak hem üretim yerlerinin sınırlı kalmasını hem de pahalı bir baharat olmasına neden olmuştur. Ayrıca piyasada tağşiş ürünlerin de ortaya çıkmasına neden olmuştur [2]. Zaman zaman varlığı unutulsa da faydaları ve hala keşfedilmeyi bekleyen birçok özelliği nedeniyle safran her zaman değerli ve keşfedilmeyi bekleyen bir bitkidir [3]. Bununla birlikte, bu faydalı etkilerin kesin mekanizmalarını aydınlatmak için daha fazla sistematik inceleme ve meta-analiz yapılması gereklidir.

Sözlük

Ayurvedik tıp: Hint kökenli alternatif tıp sistemidir.

Hiperlipidemi: Halk arasında kolesterol yüksekliği olarak bilinir. Kandaki çeşitli yağların olması gereken değerden yüksek olmasını ifade eder.

Anti-inflamatuar etki: İltihap azaltıcı özelliği olan.

Trombosit agregasyonu: Trombositlerin kanamayı durdurmak ve pıhtılaşmayı sağlamak için birbirleri üzerine kümelenmesi durumudur.

Fitokimyasal: Bitkilerde bulunan besleyici olmayan kimyasallardır. Hastalıklardan koruyucu etkileri vardır. 

Plasebo: İlaç maddesi içermeyen ve bu nedenle de farmakolojik etkisi bulunmayan ilaç.

Vücut kitle indeksi: Kişinin vücut ağırlığının boyuna göre normal olup olmadığının anlaşılması için kullanılan bir tür parametredir.

Nörodejeneratif: İlerleyici dejenerasyona ve/veya sinir hücrelerinin ölümüne yol açan tedavi edilemez ve hastayı güçten düşüren durumlardır.

Meta-analiz: Bir hipotez hakkında daha geniş kapsamlı sonuçlar elde etmek için ayrı çalışmalardan elde edilen sonuçları birleştirmenin istatistiksel bir yöntemidir.

İskemik kalp rahatsızlığı: Halk arasında kalp damar tıkanıklığı olarak bilinen kardiyovasküler bir hastalıktır.

Kaynakça

[1] E. Christodouloua, N. . P. Kadogloub, N. Kostomitsopoulosb ve G. Valsamia, «Saffron: a natural product with potential pharmaceutical,» Journal of Pharmacy and Pharmacology , no. 1634-1649, pp. 1-17, 2015. 

[2] J. P. Melnyk, S. Wang ve M. F. Marcone, «Chemical and biological properties of the world's most expensive spice: Saffron,» Food Research International, cilt 43, no. 8, pp. 1981-1989, 2010. 

[3] L. Cardone, D. Castronuovoa, M. Perniolab, N. Ciccoc ve V. Candidoa, «Saffron (Crocus sativus L.), the king of spices: An overview,» Scientia Horticulturae, cilt 272, pp. 1-13, 2020. 

[4] Singletary, K. (2020). Saffron Potential Health Benefits. Nutrition Today.

[5] Ghaffari, S., & Roshanravan, N. (2019). Saffron; An updated review on biological properties with special focus on cardiovascular effects. Biomedicine & Pharmacotherapy, 109, 21-27.

[6]World Health Organization. (n.d.). Global health estimates: Life expectancy and leading causes of death and disability. World Health Organization. https://www.who.int/data/gho/data/themes/mortality-and-global-health-estimates

[7] World Health Organization. (n.d.). The top 10 causes of death. World Health Organization. https://www.who.int/news-room/fact-sheets/detail/the-top-10-causes-of-death

Yazar: Ayşe ORHAN