Etiket Okuma- Su Sişeleri

Göğem Sanem DAĞLI | 13.11.2020

Gıda ürünlerini satın alma aşamasında bizim için sağlıklı ve güvenilir olduklarını bilmek isteriz. Bu nedenle ürünlerin üzerinde yer alan etiketleri incelemek gıda tüketiminde önemli bir yer tutmaktadır. Gıda ambalajları üzerindeki etiketlerde bulunması gerekenler Türk Gıda Kodeksi’nde belirlenmiştir. Kodekse göre gıda ürününün ismi, içinde bulunan bileşenler, gıdanın besin öğeleri, ürüne ait firmanın adı, firmanın adresi, ürünün tavsiye edilen üretim ve tüketim tarihi, ürünün raf ömrü, ürünün özel muhafaza koşulları gibi bilgiler gıda ürünlerinin etiketlerinde bulundurulması zorunlu olarak bulundurulmalıdır. [1]

Kaynak Suları ve İçme Suları

Gıda yönetmeliklerinde sular doğal kaynak suyu, içme suyu ve mineralli sular olarak sınıflandırılmıştır. İçme sularında dezenfeksiyon, filtrasyon, çöktürme ve saflaştırma gibi işlemler uygulanarak suyun içerdiği parametre değerleri değiştirilebilirken; doğal kaynak sularında kaynağından çıkan suyun değerleri korunarak herhangi bir işlem uygulanmaz. Su etiketlerinde bulunması gereken bilgiler arasında suyun adı, imal edildiği yer, suyun cinsi, suya uygulanan ve suyun içerdiği parametreler, kaynağın ismi, suya işlem uygulandığı takdirde yapılan işlemler bulunmaktadır. Doğal kaynak sularında etiket zeminin mavi tonlarda, içme sularında ise kahverengi tonlarında olması gerektiği yönetmelikte belirtilmiştir. [2]

Su şişelerindeki etiketlerde bulunan gösterge parametrelerini incelediğimizde alüminyum, amonyum, klorür, demir, mangan, sodyum gibi mineralleri ve renk, iletkenlik, oksitlenebilirlik pH, tat, bulanıklık, koliform bakteri ve koloni sayısı gibi belirleyicileri görürüz.  

Minerallerin Görevleri Nelerdir ?

Mineraller, yer kabuğundan suya geçişini suda çözünmesiyle tamamlar. Endüstriyel tarımsal faaliyetler, kanalizasyon, endüstriyel deşarjlar, kıyı alanlarında tuzlama, endüstriyel kirlenme gibi nedenlerle suya mineral geçişi gerçekleşmesinin dışında suyun içerisinde doğal olarak bulunan mineraller de vardır. Suyun içerdiği mineral miktarı limit değerleri aştığında insan sağlığında veya suyun duyusal özelliklerinde olumsuz etkilere sebep olabilmektedir. [3] Örneğin alüminyum fazlalığı suyun bulanıklaşmasında etkilidir ve insan sağlığında böbrekler üzerinde olumsuz etkileri bulunmaktadır. Amonyum suda tat ve koku değişimlerine sebep olur ve fazlalığı suya atık karıştığının bir işareti olacağından insan sağlığı üzerinde hastalık yapıcı etkisi vardır. Sudaki metalik tat oluşumunun sebebi demir fazlalığıdır. İçme sularında bulunan demir ve çinkonun insan sağlığı üzerinde büyük bir olumsuz etkisi yoktur ancak bu minerallerin tahriş edici etkisinden dolayı sanayide kullanılan sularda fazla miktarda bulunması istenilmez. [4]

Koliform Bakteriler ve Koloni Sayısı

Koliform bakteriler suyun mikrobiyolojik kalitesini belirleyen en önemli faktördür. Koliform bakteri miktarı suyun dışkı aracılığıyla kirlendiğinin bir göstergesi olabilir. Çoğu durumda koliform bakteri varlığı patojenik bakteri varlığıyla ilişkilendirilir. Tifo, dizanteri, kolera ve birçok bağırsak enfeksiyonu; insan ve hayvan dışkılarıyla kirlenmiş olan sulardan kaynaklanmaktadır. Bu hastalıkların yayılmasının ve bulaşmasının en büyük nedeni ise fosseptik ve kanalizasyondur. [5] Doğal kaynak suları magnezyum, kalsiyum, potasyum gibi sağlık üzerinde olumlu etki yaratan mineraller tarafından zengindir fakat bazı bakterilerle suyun kirlenmesi gerçekleşebilir. Bakterilerin suda varlığı ve çoğalımı sıcaklık, pH, çözünmüş oksijen varlığı gibi faktörlerden de etkilenir. [6] Yönetmeliğe göre insan sağlığı için içme ve kaynak sularında koliform bakteri bulunmamalıdır. Koloni sayısı ise suyun içerisinde üreyebilen tüm canlı organizmaların sayısıdır. 22 °C için kaynak sularında belirlenen limit 20/ml, içme suları için ise bu değer 100/ml’dir. [7]

Suda pH Değeri

Suyun pH değeri suyun alkalinitesini, asit-baz dengesini belirler. Doğal sularda bulunan karbonat ve bikarbonat iyonlarının varlığı, suyun pH değerinin yüksek olmasıyla ilişkilidir. Suyun fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik özellikleri ve suyun pH değerindeki değişiklikler birbirinden etkilenmektedir. [8] Limit değerler dışındaki pH değerine sahip sularda tat ve doku kayıpları gözlemlenmektedir. Yönetmelikte 6.5-9.5 arasındaki pH değerleri limit olarak belirtilmiştir. [7] 

Diğer Parametreler

Suyun içerisindeki çözünmüş iyon miktarına bağlı olarak elektrik iletkenliği, suyun iletkenliği faktörüyle tanımlanmıştır. Saf sular elektriği iletmez ve saf suların iletkenliği ölçülemez. [10] Suyun iletkenlik değeri yönetmelikte 20 °C için 2500 μS / cm olarak belirlenmiştir [7]. İçme suyunda iletkenlik artışı suyun kirlendiğinin göstergesidir.

Sudaki organik karbonun belirlenmesi oksitlenebilirlik ile ifade edilir. Sudaki çözünmüş oksijen azlığı kirliliğin bir göstergesidir. Organik madde fazlalığı, oksijen yetersizliğiyle ilişkili olduğundan oksitlenebilirlik suyun kirliliğinin belirlenmesinde bir faktördür. [9] Yönetmelikte oksitlenebilirlik için belirlenen değer 5 mg/L O2’ dir [7].

Sudaki renk, bulanıklık, koku ve tat gibi faktörlerin uygun analizleri de kirlenmenin belirlenmesi için gerçekleştirilmektedir. Sudaki renk fazlalığı ve bulanıklık istenmeyen maddelerin bulunduğunun bir işaretidir. Bu sebeple yapılan analiz sonuçları tüketicilerce kabul edilebilir bir şekilde olmalı ve su etiketlerinde belirtilmelidir. 

Kaynaklar:

[1] Türk Gıda Kodeksi Gıda Etiketleme Ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliği. (26.01.2017). Sayı: 29960
[2], [7], [9], [11], [13] İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik. (17.02.2005). Sayı: 25730.
[3] Uras, G. “Şişe ve damacana suyun içinde ne var?”. Milliyet. (31 Temmuz 2012). https://www.milliyet.com.tr/
[4] Doğa Bitkileri ve Su Ürünleri Araştırma ve Uygulama Merkezi. (2019). İçme Kullanma Suyu Prametrelerinde Bulunan İyonların Fazlalığının İnsan Sağlığı Üzerindeki Etkileri. https://dobisu.marmara.edu.tr/
[5] Kayhan F. E, Gültekin S, Sesal N. C (2018). İstanbul İli Anadolu Yakası doğal kaynak sularının bakteriyolojik kalite parametrelerinin değerlendirilmesi. Su Ürünleri Dergisi, 35(1), 37 - 42.
[6] An, Y.-J., & Breindenbach, G. (2005). MonitoringE. coliand Total Coliforms in Natural Spring Water as Related to Recreational Mountain Areas. Environmental Monitoring & Assessment, 102(1–3), 131–137. https://0-doi-org.divit.library.itu.edu.tr/10.1007/s10661-005-4691-9

[7] Yönetmelik. (n.d.). Retrieved July 9, 2022, from https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2005/02/20050217-3.htm

[8] Bratovcic, A., & Petrinic, I. (2020). Quality Assessment and Health Safety of Natural Spring Water. Technologica Acta, 13(1), 33–40. https://0-doi-org.divit.library.itu.edu.tr/10.5281/zenodo.405996

[9] Erciyes Üniversitesi. (2014). İletkenlik, Çözünmüş Oksijen, Sıcaklık, Tds Ve
Bulanıklık Tayini. [PDF belgesi] https://cevre.erciyes.edu.tr/