Gıda İntoleransı Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Özge YÜKSEL | 17.08.2021

Besin duyarlılığı (besin intoleransı) bir besin ya da besin bileşeni tarafından uyarılan vücudun gösterdiği olumsuz reaksiyonlardır. Bir sindirim sistemi yanıtı olup her kişide farklı şekillerde ortaya çıkabilir. Yaklaşık olarak nüfusun %60’ından fazlasında besin duyarlılığı olduğu düşünülmektedir. Meydana gelen bu duyarlılık reaksiyonları sindirilemeyen veya emilemeyen besin ya da besin bileşenlerinin etkisiyle meydana gelmektedir. Besin intoleransları arasında en yaygın görüleni laktoz intoleransı, yani sütteki bir karbonhidrat türü olan laktozu sindirecek laktaz enziminin bulunmamasından kaynaklanan bir intoleranstır. Laktoz duyarlılığı, dünyada yetişkin popülasyonun %50'sinde ortaya çıkan ve en fazla bilinen besin duyarlılığıdır. Şişmanlık, zayıflamada başarısızlık, migren, akne, sebebi anlaşılamayan ödem, gaz, şişkinlik, kabızlık, kronik yorgunluk, cilt sorunları (örn: sivilceler, kaşıntı, nörodermatit, kronik egzama vb.), romatizmal hastalıklar, astım, ishal, karın ağrıları, depresyon, uyku bölünmeleri, baş ağrısı, solunum sistemi hastalıkları gibi birçok hastalığa yol açabilir [1]. Herhangi bir enzimatik eksiklikten kaynaklanan gıda intoleransları metabolik gıda intoleransı olarak bilinmektedir. Metabolik gıda intoleransı, besin öğelerinin vücutta kullanılmasında görev alan enzimlerden birinin, genlerdeki hata sebebiyle yeterli sentezlenemeyişi ya da hiç sentezlenememesinden dolayı meydana gelebilmektedir. Bunun yanında intolerans, kromozomlar üzerinde bulunan genlerdeki bozukluktan da ileri gelebilir. Bazen hastalık geni bulunanlarda hastalık önemli bir belirti vermeyebilir fakat çocuklarında şiddetli olarak ortaya çıkabilir. Vücutta kullanılamayan maddenin birikimi toksik etki gösterebilmekte ya da enzimler aracılığı ile ondan yapılacak olan maddenin eksikliği görülebilmektedir. En yaygın görülen metabolik gıda intoleranslarından bazıları; laktoz intoleransı, çölyak, fenilketonüri ve favizimdir [2].

Laktoz İntolerans: Laktoz intoleransı, süt veya süt ürünlerinde bulunan karbonhidrat olan laktozun sindiriminde gerekli laktaz enzim eksikliği ya da enzim aktivitesinde yetersizlik sonucu sindirilememesi durumudur. Laktoz intoleransı olan bireylerde tıbbi beslenme tedavisinde amaç diyetle alınan laktoz miktarını azaltmaktır. Bu esnada diyetin örüntüsü oluşturulurken şu yollar izlenebilir: Laktoz içeren besinlerin diyetten çıkarılması, düşük laktoz içeren besinleri tüketmek (laktozsuz süt ve laktoz içeriği düşük yoğurt vb.), laktoz içeren besinlerle birlikte laktaz enzimi tüketmek, süt yerine yoğurt tüketmek şeklindedir [3].

Çölyak: Bağışıklık sisteminin diyet ile buğday, arpa, yulaf ve çavdardan alınan gluten proteinlerine gösterdiği reaksiyon sonucunda ortaya çıkan bir ince bağırsak bozukluğudur. Kısaca gluten proteinlerinin sindirilememesi olayıdır. Gıda alerjisi değildir, ancak vücudun kendi bağışıklık sistemine zarar vermesinden dolayı otoimmünolojik bir hastalıktır [2]. Hastalığın oluşumunda genetik faktörlerin önemli rolü olmakla beraber çevresel faktörlerin de önemi büyüktür. Diyete gluten girmediği sürece hastalık görülmez. Bu nedenle hastalığın görülme sıklığı beslenmede buğdayın önemli yer tuttuğu toplumlarda artmıştır [4].

Fenilketonüri (FKU): Fenil Alanin (FA) aminoasidini tirozin aminoasidine dönüştüren PAH enzimi ya da bu enzimin kofaktörünün yetersizliğinde ortaya çıkmaktadır. Tek tedavisi FA’den yani proteinden kısıtlı ömür boyu diyet uygulamasıdır. Ancak çok kısıtlı bir listeye sahip olması ve çevrenin normal gıdalar tüketme baskısı gibi nedenlerle diyete uymak oldukça zordur. FKU hastaları için gıdalar; FA hariç bütün esansiyel besin ögelerini içeren gıdalar, FA içeriği düşürülmüş gıdalar ve kan FA seviyesini kontrol altında tutan gıdalar olarak üç gruba ayrılabilir. FA hariç bütün esansiyel besin ögelerini içeren gıdalar atıştırmalık barlar ve sulandırılıp tüketilen tozlar gibi çeşitli şekillerde tüketime sunulmuştur. FA içeriği düşürülmüş gıdalar; düşük FA içeriğine sahip protein kaynaklarının ya da ikamelerinin hidrolizasyonu ile elde edilirler [5].

Favizm: Hassas bireylerde bakla bitkisini (Vicia faba) tüketme veya polenlerini solunum yoluyla alma sonucu ortaya çıkan hemolitik bir sendromu tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Favizmin belirti ve semptomlan güçsüzlük, yorgunluk, beniz solgunluğu, bulantı, ateş, titreme, karın veya sırt ağrısı gibi gözlemlenmektedir. Favizm, daha önce bakla tüketip hiçbir semptom ve hastalık belirtisi göstermeyen bireylerde de gözlendiği gibi, diğer bazı bireylerde ilk tüketim sonucunda da hastalık meydana gelebilmektedir [6].

Gıda alerjileri ve gıda intoleransları, halkın büyük çoğunluğunda sıklıkla görülen rahatsızlıklara sebebiyet vermektedir. Birçoğu çocukluk döneminde ortaya çıkmaktadır ve bazı hastalarda, büyüdükçe vücut tarafından tolere edilebilmektedir.

Alerji ve intolerans tanısı alan bireylerin, tükettiği gıdalar konusunda çok dikkatli olması gerekmektedir. Ürün etiket bilgileri dikkatle incelenmeli, alerjen madde uyarıları dikkate alınmalıdır. Aksi halde çeşitli reaksiyonlar ortaya çıkabilir, kimisi hayati risk yaratabilmektedir. Bebekler için ek gıdaya geçilen dönemlerde, alerjen madde içerebilecek gıdalar deneme yöntemiyle verilebilmektedir. Beslenme esnasında sadece alerjen olabilecek gıda verilerek bir reaksiyon oluşup oluşmadığı gözlenebilmektedir. Reaksiyon oluşursa doktoruna danışarak ve beslenmesinden gıdayı uzaklaştırarak önlemler alınabilmektedir.

Sonuç olarak tüketicilerin bilinçlenmesi, etiket okuma alışkanlığı kazanması birçok riski ortadan kaldırmaya yardımcı olacaktır. Gıda Alerjisi ve Gıda İntoleransı olan bireylerin özellikle ambalajlı olmayan gıdaları tüketme konusunda dikkatli olması gerekmektedir.


Kaynaklar:

[1]Sabiha Zeynep Aydenk Köseoğlu, Besin İntoleransı ve Tanı Testleri, Avrupa Bilim ve Teknoloji Dergisi Sayı 18, 616-620
[2] Akoğlu, A., Oruç, M., 2018, Metabolik Gıda İntoleransları, Harran Tarım ve Gıda Bilimleri Derg. 2018, 22(2): 284-295
[3] Damla Yıldırım ve Hasan Özen , Laktoz İntoleransı Tıbbi Beslenme Tedavisi Olgu Sunumu, Bes Diy Derg 2017;45(3):294-297
[4] KULOĞLU 2013 , Çölyak Hastalığı, Türkiye Çocuk Hastalıkları Dergisi
[5] Asuman ÇEVİK ve Nilgün ERTAŞ, FENİLKETONÜRİ HASTALIĞI VE HASTALIĞA UYGUN GIDA ÜRETİMİ, Bozok Tıp Derg 2020;10(1):256-63
[6] KÖKSEL H. ve SALDAMLI İ. Beslenme ve Diyet Dergisi / J. Nutr. and. Diet., 20:117-123,1991