Nutrigenomik ve Nutrigenotik Arasındaki Fark Nedir?

Merve BEKTAŞ | 12.04.2020

NUTRİGENOMİK NEDİR ?
Genlerin diyet içerisindeki kimyasal bileşenler ile etkileşime girerek ortaya çıkardıkları gen ürünlerinin fenotipik özellikler üzerindeki farklılaşması araştırılmaya başlanmış ve Nutrigenomik bilimi ortaya çıkmıştır.Bu terim, ilk kez 1975 yılında kullanılmış olmakla birlikte son yıllarda genetik biliminde önemli yer tutmuştur. Nutrigenomik bilimi, bir bütün olarak beslenme metabolizmasında, genomdan fenotipe çok yönlü moleküler reaksiyonların araştırılmasına olanak sağlamaktadır. Besinlerin gen ifadelerindeki rolünü araştıran bir beslenme dalı olarak da tanımlanabilir. 


NUTRİGENETİK NEDİR ?
1975 yılında nutrigenetik terimini ilk kez Dr. R.O. Brennan Nutrigenetik adlı kitapta kullanmıştır. Nutrigenetik, bireylerin besin maddelerine karşı verdiği tepkiyi etkileyen genetik farklılıkların incelenmesidir. Bireylerin sahip oldukları genetik farklılıkların diyet-hastalık ilişkisi üzerindeki etkisini araştırır. Beslenme tedavisinin ilaç gibi bireye uygulandığı bilim dalıdır. Diğer bir deyişle, kişiye özel veya kişisel beslenme olarak da tanımlanır.
Her bireyin genotipinin farklı olduğu göz önüne alındığında aynı besin maddelerinin tüketiminden bireyler farklı şekillerde etkilenebilirler. Alınan besin miktarı bazı bireyler için risk oluştururken, bazıları için bu durum söz konusu değildir. Kimi bireye yarar sağlarken kiminde yararlı olmayabilmektedir. M.Ö 99-55 yılları arasında yaşayan Lukretius “Birisi için besin olan diğerleri için kuvvetli bir zehir olabilir” şeklinde diyerek besinlere tepkide bireysel farklılıklar olduğunu vurgulamıştır . 

NUTRİGENOMİK VE NUTRİGENETİK ARASINDAKİ FARKLAR
Nutrigenomik ve nutrigenetik terimleri birbirinin yerine kullanılsa da yaklaşım ve amaçlarında önemli kavramsal farklılıklar vardır. Nutrisyonel genomik, diyet ve yaşam tarzı, bireylerin işlevlerini; hücre, doku, moleküler düzey ve toplum düzeyinde nasıl etkilediğini inceler. Nutrisyonel genomik, nutrigenomik ve nutrigenetik dallarının ikisini de içerir. Nutrigenomik, besin maddelerinin genom ile etkileşimi, besinlerin metabolik yolları, gen ekspresyonunu nasıl etkilediğini ve beslenme ile ilişkili hastalıklarda bu süreçlerde nelerin yanlış gittiğini belirler. Nutrigenetik ise bireylerin besin maddelerine verdikleri yanıtı etkileyen bireysel genetik farklılıkların inceler .
Amaçları, insan genomu projesinden elde edilen yeni teknik gelişmeleri kullanarak yaşam kalitesini iyileştirmek, sağlıklı yaşlanmayı sağlamak ve hastalığı önlemeyi amaçlayan bireysel diyet yöntemleri elde etmektir . Bu iki disiplinin yaklaşımları farklı olsa da ulaşmak istedikleri hedefler sağlık durumunun iyileştirilmesi ve hastalıkların önlenmesi gibi çalışmalardır . Nutrigenetik, bireye en iyi diyet tavsiyesini bulmaya yardımcı olacaktır. Nutrigenomik, belli beslenme alternatifleri içerisinden en iyi diyet önerisini bulmak için beslenme araştırmaları dahilinde gelişecektir.


NUTRİGENOMİK- NUTRİGENETİK VE HASTALIKLAR
Günümüzde yapılan çalışmalar sonucu, diyet, genler ve hastalıklar arasında sıkı bir ilişki gözlendiği ortaya çıkmıştır.
Bireylere özgü beslenme önerilerinin yapılabilmesi için, genetik farklılığın araştırılmasında kullanılabilen alet-ekipman ve bilgiye ihtiyaç bulunmaktadır. Nutrigenomik teknolojisi ve nutrigenetik bu ihtiyaca cevap vermektedir. Ayrıca, genetik farklılık ve beslenmeye dayalı olan hastalıkların önlenmesi için de önemli bilgiler sağlamaktadır.
Şimdiye kadar yaklaşık 1000 genin hastalıkla olan ilişkisi ortaya konulmuştur. Aşağıda bazı hastalıklar ve genler üzerindeki etkileri verilmiştir. 

Kolesterol metabolizması, diyetlerdeki alınan miktarın kardiyovasküler belirtecidir ve bu sayede diyet alımları da tanımlanmış olur. 

Obezite, diyet ve yaşam tarzlarının birbiriyle bağlantılı olduğunu net bir şekilde gösterir bu ilişki nutrigenetikle yani beslenme alışkanlığındaki gen farklılığın bir sonucu olarak açıklanabilir.Obezite; kalp damar hastalıkları, kolorektal kanser, hipertansiyon ve diyabet hastalıklarının görülme sıklığının artmasıyla da ilişkilendirilmektedir. 

• Fenilketonuri ise fenilalanin hidroksilaz (PAH) enziminin eksikliğinden kaynaklanan bir hastalıktır ve kanda fenilalanin artışı görülür. Bu fazla artış nörolojik hasarlara sebebiyet verebilmektedir. 

Kanser; Navarro ve ark. yaptığı çalışmalar sonucunda insanın hayatı boyunca aldığı kompleks gıdaların kanser riski ile diyet ve serum arasındaki ilişkiyi incelemiştir.Bazı spesifik besin alımlarının hastalık üzerine etkisi net bir şekilde gözlemlenmiştir. 

• Genetik alt yapıya sahip rahatsızlıklardan biri laktoz intoleransıdır. Dünya nüfusunun çoğunluğunda, laktaz enzimi biyosentezi yaşla birlikte azalmaya başlar. 

• Ülseratif kolit ve Crohn hastalığı dahil olmak üzere inflamatuar bağırsak kronik olarak görünen gastrointestinal sistemin bağırsak vasıtalı bozukluklarıdır.Bu durumda hasta kişiler etnik kökenlere göre ayrıldığı gözlemlenmiştir. Burada nutrigenetik etki söz konusu olduğu için diyet-gen arasındaki ilişki güçlenmiştir. 

SONUÇ
Tükettiğimiz besinlerin hayatımız üzerindeki etkisi çok büyüktür. Günlük hayatımızda sık sık başkalarıyla kendimizi kıyaslarken ‘’ x kişisi çok çabuk kilo veriyor, ben kilo veremiyorum, aynı kilodayız ama bana su içsem bile yarıyor ‘’ gibi cümleler duymaktayız. Unutulmamalıdır ki yediğimiz çoğu şeyde besin-gen ilişkisi vardır. Her bireyin genotipi farklı olduğundan besinlerden aldığımız etki de bu yüzden vücudumuzda farklı tepki vermektedir. Birçok rahatsızlıklar da genetik farklılardan oluşmaktadır. Aslında sağlıklı ve dengeli bir yaşam için her bireyin genetik yapısı göz önüne alınarak beslenme şekilleri düzenlenmelidir, Böylece genetik özelliklere göre kişiye özel beslenme planı oluşturulabilir. Burada da nutrigenom ve nutrigenetik bilimi karşımıza çıkmaktadır. 



Kaynaklar:

• Kaput J., Ordovas J.M., Ferguson L., ve ark. 2005. The case for strategic international alliances to harness nutritional genomics for public and personal health. British Journal of Nutrition, 94: 623–632. 

• Zduńczyk, Z., Pareek, Ch. S., 2009. Application of nutrigenomics tools in animal feeding and nutritional research. Journal of Animal and Feed Sciences, 18: 3–16. 

• Farhud D.D., Yeganeh Z.M. 2010. Nutrigenomics and Nutrigenetics. (Erişim tarihi: 31.12.2010) 

• Seçer S., Özden A., Güllüoğlu Ş., Ekinci Y.F. 2011. Diyetle İlişkili Hastalıkların Önlenmesi ve Hayat Kalitesinin İyileştirilmesi İçin Genotiplemeye Dayalı Kişiye Özel Beslenme. Akademik Gıda 

• Sercan C. 2017. Sporcularda vücut tipi, beslenme alışkanlığı, diş çürüğü ve tas1r3 tat reseptörü polimorfizmleri arasındaki ilişkilerin saptanması. Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Temel Tıp Bilimleri Anabilim Dalı, İstanbul. 

• Ordovas J.M. 2004. The quest for cardiovascular health in the genomic era: nutrigenetics and plasma lipoproteins. Proceedings of the Nutrition Society, 63, 145–152. 

• Keskin S. 2007. Nutrigenetik Uygulamalar. SD Dergisi. (4) 


HASTALIKLARIN KAYNAKÇASI

• International Diabetes Federation, Diabetes Atlas, 4th ed. 2009. International Diabetes Federation, Brussels