Muzun Kısa Tarihçesi ve Olası Gelecek Senaryosu

02.04.2020

Bugün, çoğumuz sadece bir muz türünü biliyoruz. Ancak az sayıda insan yaklaşık 1000 muz türünün olduğunu, bunlardan sadece birinin endüstriyel ölçekte yetiştirildiğini ve dünya çapında satıldığını biliyor.

19. yüzyılın ortalarında, muzlar sadece yetiştirildiği bölgelerdeki insanlar tarafından tüketilirdi. Daha sonra meyvenin Amerika'da popülerlik kazanmaya başlamasıyla beraber, küresel şirketler neredeyse uygun iklime sahip tüm üçüncü dünya ülkelerinde muz tarlaları oluşturmaya başladı. O. Henry’in  “Banana Republic” (Muz Cumhuriyeti) terimi, sınırlı tarım, eşitsizlik ve ekonomik olarak daha gelişmiş devletlere bağımlı olan ülkeler için kullanılıyordu.

20. yüzyılın başında, ilk muz plantasyonlarını oluşturan United Fruit Corporation (şimdi Chiquita olarak veya Brands olarak da bilinir), zenginleştirilmesi için belirli bir muz çeşidini, Gros Michel’i seçerek yetiştirmeye ve satmaya başladı. Ancak bu çeşit bazı sebeplerden dolayı 1960 yıllarında ortadan kayboldu.

İlk sebep, muzları tuğla renginde ve yenmez yapan Panama hastalığı olarak da bilinen Fusarium oxysporum mantarı, Gros Michel'in dünya çapında etkilenmesine, muz plantasyonlarının veriminin önemli ölçüde azalmasına neden oldu.

İkinci sebep ise, United Fruit Corporation’ın, daha önce de belirtildiği üzere, sadece tek bir muz çeşidi seçmesi ve Orta Amerika'daki geniş alanları işgal eden tüm plantasyonlarına ekmesidir. Biyolojik çeşitliliğin olmamasının genetik çeşitliği de sınırlandırması sonucu, muzların hastalıklara karşı direnci azalır ve patojenlerle mücadele edemez duruma gelirler. Bu sorunun tek doğru çözümü, gen varyasyonunu korumak için farklı muz türleri yetiştirmektir. Ancak, United Fruit Corporation sorunu farklı şekilde, pestisit kullanarak çözmeye çalıştı. Kimyasallar hastalığın yayılmasını yavaşlatsa da Gros Michel türünü kurtarmak için yeterli olmadı. Bunu takiben,Fusarium oxysporum’un belirli suşlarına dirençli olduğu öğrenilen Cavendish türünün,yani bugün tükettiğimiz muzun yetiştiriciliğine başlanıldı. Fakat çok geçmeden mantar hastalığı sorunu geri döndü. Panama hastalığı- Sigatoka, Cavendish'e 1980’li yıllardan itibaren zarar vermeye devam etmektedir. Şirketler hastalığı önlemek amaçlı ekim işçileri için zehirli olabilecek bir tarım ilacı olan bakır sülfatı (CuSO4) kullanıyorlar. Buna ek olarak, GDO çalışmaları da devam etmektedir.Hastalıkla savaşta yenik düşme ihtimalini de göz önünde bulunduran firmalar Goldfinger muz türünü de değerlendirmeye başlamışlar. Ancak, Goldfinger bizi lezzet bakımından pek mutlu etmeyecek gibi görünüyor. Bu muz türü şu an tüketilen muz türü ile kıyasla daha sert yapıya sahiptir.

Bugün, tüm muzlar esasen bir türün klonlardır,çünkü tohumlardan değil, rizomlardan, aynı çeşitlilikteki diğer muzların yeraltı filizlerinden yetiştirilirler. Bu genetik tekdüzelik çok tehlikelidir,çünkü bir muz, bir parazit veya hastalık tarafından saldırıya uğrarsa, tüm muz türleri etkilenecektir, bu da zamanla muzun tamamen hayatımızdan çıkmasına neden olabilir.


Kaynaklar:

https://lookbio.ru/obtshestvo/aktualnaya-tema/ataka-klonov-chto-skryvayut-banany/

https://journals.plos.org/plospathogens/article?id=10.1371/journal.ppat.1005197

https://www.scientificamerican.com/article/attack-on-the-clones/?page=2

https://www.naturalnews.com/023339_banana_bananas_fruit.html